GÜVENLİ PAYLAŞIM FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GÜVENLİ PAYLAŞIM FORUM

        GÜVENLİ PAYLAŞIM FORUMHoşgeldin,
son ziyaretiniz: Gerçekleşmiştir
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaAnasayfa  PORTALPORTAL  DONATE  Latest imagesLatest images  BUGÜNKİ MESAJLAR  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
En iyi yollayıcılar
sadık özdoğan (872)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
oğuzhan (838)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
Admin (368)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
burak (213)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
cengizci-06 (174)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
bilge (47)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
osman (44)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
Berk Lakot (31)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
dj_akin_61 (29)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
arif (26)
milli mücadeleye karşı cemiyetler I_vote_lcapmilli mücadeleye karşı cemiyetler I_voting_barmilli mücadeleye karşı cemiyetler Vote_rcap 
En son konular
» ORHAN ESEN 11 ALBÜM
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyCuma Nis. 26, 2013 2:34 pm tarafından delibatak

» FERDİ GÜRSES SENİDE Mİ KAYIP ETTİM - YALANCI
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyC.tesi Mart 02, 2013 12:58 pm tarafından malic

» netokur ve gvz katılımsız
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptySalı Ara. 04, 2012 10:37 pm tarafından cascadeferhat

» talks - 4 full indir
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptySalı Ağus. 07, 2012 5:09 pm tarafından roseela

» jaws 12 64 bit ingilizce indir
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptySalı Mayıs 15, 2012 8:25 pm tarafından volkansa1981

»  Dikte Genel Profesyonel indir
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyPtsi Mart 28, 2011 3:49 pm tarafından mcprotez

» Top speed için yeni araba"
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyPaz Mart 27, 2011 12:45 am tarafından burak

» Shooting range
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyÇarş. Mart 23, 2011 6:50 pm tarafından burak

» e-speak yeni versiyon
milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyPaz Mart 20, 2011 7:58 pm tarafından burak


 

 milli mücadeleye karşı cemiyetler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sadık özdoğan
Moderatör
Moderatör



ÜYELİK TARİHİ : 12/09/09
YER : ANKARA
Yaş : 33
MESAJLAR : 872
Rep Gücü : 22
Tecrübe Puan'ı : 2546
Doğum tarihi : 10/04/91
RUH HALİ : SAKİN
Hangi Takımlı : galata saray
İş/Hobiler : bilgisayarla ilgilenmek, şiir yazmak.
Erkek Lakap : efsane
Hakkımda : ben sadık özdoğan: lise 3 öğrencisiyim 18 yaşındayım.

milli mücadeleye karşı cemiyetler Empty
MesajKonu: milli mücadeleye karşı cemiyetler   milli mücadeleye karşı cemiyetler EmptyÇarş. Şub. 16, 2011 12:02 am

Millî Mücadeleye Karşı Olan Cemiyetler

--------------------------------------------------------------------------------

Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasındaki işgal ve kışkırtmalar, gayrimüslim azınlıkların evvelce gizli olarak kurdukları cemiyetlerin ayrılıkçı faaliyetlerini
yoğunlaştırmalarına ve bu arada aynı amaçla yeni cemiyetler kurmalarına zemin hazırladı. Özellikle Yunanistan, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu tarihsel
hedefi olan Megali İdea'yı (Büyük İdeal) gerçekleştirmek için fırsat olarak gördüğünden bu faaliyetleri örgütleme ve yönlendirme görevini üstlenmişti.Rum
azınlığın kurduğu cemiyetlerin en önemlisi Mavri Mira Cemiyeti idi İstanbul Rum Patrikhanesinde Patrik Vekili Droteos'un başkanlığında kurulan bu cemiyet,
doğrudan Yunan başbakanı Venizelos'tan direktif almaktaydı. Büyük bir maddî güce sahip olan cemiyetin elindeki altın miktarı o günkü Yunan hükümetinin
sahip olduğu altın miktarından daha fazlaydı.
Mavri Mira Cemiyeti Megali İdea'nın gerçekleşmesini sağlamak için gerekli faaliyetleri yürütmek için kurulmuştu. Cemiyet bu amaçla Osmanlı vilayetleri
dahilinde çeteler kurmayı ve yönetmeyi, miting ve diğer propaganda faaliyetlerinde bulunmayı üstlenmişti. Yunan Kızılhaçı ile resmi muhacirin komisyonu
da bu cemiyete bağlıydı. İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsolosluğu silah ve cephane deposu haline getirilmiş, kiliseler ibadet yerinden çok askeri ambarlar
şekline dönüştürülmüştü. Ermeni Patriği Zaven Efendi'yi de satın alan Mavri Mira Cemiyeti Rum okullarındaki izci örgütlerini de yönetmekteydi.

Pontus Rum Cemiyeti, ilk defa 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji'nde gizli olarak kurulmuştu. 1908 yılında Samsun'da Müdafaa-i Meşrute, daha sonra Mukaddes
Anadolu Rum cemiyetlerinin kurulmasıyla Pontus teşkilatı genişletilmiş, Batum'dan İnebolu'ya kadar olan bölgede bir çok şube açılmıştı. Pontus Rum Cemiyeti
1909 yılında atina'daki Küçük Asya (Asya-yı Suğra) Cemiyeti'nin emri altına girmiş, ertesi yıl Pontus adlı bir risale yayınlayarak çalışamalarını daha
da yoğunlaştırmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus işgal döneminin himaye ettiği bu faaliyetler ateşkes sonrasında bu kez Yunanistan'ın güdümünde
yeniden hız kazanmıştı. Cemiyetin amacı Batum'dan Sinop'a kadar uzanan Karadeniz sahillerinde başkenti Trabzon veya Samsun olan bir Karadeniz Rum Cumhuriyeti
kurmaktı. Bu amaçla İstanbul'da Pontus adıyla bir gazete çıkarmaya başlamış, Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde Rum azınlığın yaşadığı yörelerde silahlı
çeteler oluşturmuştu.

Diğer taraftan aynı amaç doğrultusunda siyasî faaliyetlerde bulunmak üzere Avrupa'ya heyetler göndermekteydi. Pontusçu Rumlar bir taraftan da Ermenilerle
asıl sahiplerini unutmuş göründükleri Trabzon'u paylaşamamak yüzünden rekabet halinde bulunuyorlardı. Bu cemiyetin iç yüzü 16 Şubat 1921'de Merzifon Amerikan
Koleji'ne yapılan ani bir baskın sonucunda ortaya çıkarıldı. Ayrıca kolejin Amerikalı yönetiminin ele geçen evrakında, İslam ve Osmanlı devleti Hristiyanlığın
en büyük engeli ve düşmanı olarak gösterilmekte, Rum ve Ermeni çocuklarını din ve devlet düşmanı olarak eğitirken amaçları anlaşılmasın diye bir kaç müslüman
çocuğa yaptıkları yardımı büyük günah saydıkları ve bunun için Hazreti İsa'dan af diledikleri belirtilmekteydi.

Rum azınlık tarafından kurulmuş diğer bir cemiyet İstanbul'da Galata'da Minevra Hanı'nda Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu açık adıyla faaliyet gösteren,
gerçekte Etnik-i Eterya'nın kolu olarak çalışan Kordos cemiyetiydi. Cemiyet, orta ve doğu Karadeniz bölgesinde Rum nüfusu artırmak için göçmenler ve bu
arada göçmen adı altında silahlı Pontus çetelerini yönetecek Yunanlı subay ve ajanlar göndermekteydi.
Yine Bakırköy'de kurulan Nea Zoi (Yeni Hayat) Cemiyeti'nin amacı, İstanbul'un Yunanistan'a katılmasını veya Rumlara özerklik verilmesini sağlamaktı. Cemiyet
ABD'deki Rum cemiyetleri ile irtibat halinde bulunuyor, onlardan para yardımı alıyordu.
Bilindiği gibi İtilaf devletleri Mondros Ateşkes anlaşmasının 24'üncü maddesini Doğu Anadolu Bölgesi'nde bağımsız bir Ermeni devletinin kuruluşunu çağrıştıracak
şekilde düzenlemişlerdi.
Oysa bu devletlerin bölgedeki Ermeni varlığının böyle bir devletin kurulabilmesi için son derece yetersiz olduğunu bilmemeleri düşünülemezdi. Bundan amaçlarının
Türkiye Ermenilerini hayali bir Ermenistan projesiyle kışkırtıp Yunanistan ve yerli Rumlardan sonra onların gücünden de yararlanmak olduğu anlaşılıyordu.
İşte Millî Mücadele döneminde ayrılıkçı Ermeni faaliyetlerinin itici gücünü batılı devletlerinin ortaya attıkları Ermenistan projesi oluşturmuştu. Ayrıca
Erivan'daki Taşnak Ermeni Hükümeti, Yunanistan ve onların etkisindeki Ermeni Patriği Zaven Efendi bu faaliyetleri teşvik eden ve örgütleyenlerin başında
gelmişlerdi.

Ermeni Taşnak ve Hınçak cemiyetlerine mensup komiteciler, Mondros ateşkes antlaşmasından hemen osnra İstanbul'a dönmüşler, bunlara Rusya'dan gelen bazı
komiteciler de katılmıştı. Taşnaklar, İstanbul Tepebaşı'nda Amerikan elçilği karşısındaki bir binada faaliyete geçmişlerdi. Bir yandan günlük bir gazetenin
neşrine başlamışlar, diğer yandan da silahlı teröre başvurmuşlardı. Bu terörün kurbanları arasında bazı Ermeniler de yeralmışlardı. Taşnaklar Ermeni yazarlarından
Hınçak Cemiyeti Üyesi H. Aramyan'la siyasî şubede birinci sınıf memur A. Mıgırdıç'ı öldürmüşler, ayrıca kamu görevi yapan tüm Ermeni memurları ölümle tehdit
etmişlerdi.

Hınçak Cemiyeti de Beyoğlu'nda faaliyet gösteriyordu. Cemiyet, günlük bir gazete çıkarmakta, aynı zamanda Paris'teki Bogos Nubar Paşa'nın kurduğu Vahdet-i
Milliye (Millî Birlik) Komitesi'nin İstanbul şubesi temsilciliğini yürütmekteydi. Diğer taraftan Taşnak ve Hınçak cemiyetleri arasında anlaşmazlık ve rekabet
hüküm sürmekte, Erivan'daki Taşnak hükümeti kendi yanlısı olan Ermeni Patriği sayesinde Patrikhanenin içişlerine müdahale edebilmekteydi.

Gayrimüslim azınlıkların bütü bu faaliyetlerinde dikkati çeken ortak bir nokta, Rum ve Ermeni kiliselerinin bu faaliyetleri odak noktasını oluşturmalarıydı.
Her iki kilisenin önderleri bu faaliyetlerin bayraktarlığını yapıyorlardı. Kiliseler, Türklerin mabetlere olan saygısı istismar edilerek birer silah deposu
haline getirilmişlerdi. Dikkati çeken diğer bir nokta da yabancıların kapıtülasyonlardan yararlanmak suretiyle açtıkları okulların bu türden faaliyetler
için birer üs ve ihanet yuvası olarak kullanılmalarıydı.

Millî mücadeleye karşı olan cemiyetler arasında bazı Türk ve Müslümanlar tarafından kurulmuş cemiyet ve partiler de bulunmaktaydı. Bunlar düşman işgali
altında bulunan İstanbul'da kurulmuşlar, burada ve kısmen de Anadolu'da faaliyet göstermişlerdi. Hemen tümü açık veya gizli İngilizlerin desteğine sahip
bulunuyorlardı. Yabancı ve güçlü bir devletin desteğine dayanmak, saltanat ve hilafete bağlı kalmak ortak özelliklerindendi. Bir ortak yanları da o günkü
durumun sorumlusu olarak gördükleri İttihatçılara düşmanlık duymalarıydı. Genelde Hürriyet ve İtilaf Fırkası etrafında toplanmış olan bu kuruluşlar gerek
savundukları esaslar gerekse İttihatçıların Anadolu'daki ilk direniş hareketlerini başlatmaktaki rolleri nedeniyle millî mücadeleye ters düşmüşlerdi.

Hürriyet ve İtilaf Fırkası 1911 yılında kurulmuş, II. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki'nin karşısında en büyük ve en güçlü muhalfet partisi olmuştu.
1913 yılında faaliyetini durdurmuş, Mondros Ateşkes'inden sonra İttihat ve Terakki'nin çekilmesiyle ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere yeniden faaliyete
geçmişti. Hürriyet ve İtilaf Fırkası Anadolu'daki yaygın teşkilatı ve etrafına topladığı diğer cemiyet ve partilerle birlikte Millî Mücadele karşısında
bir blok oluşturdu. İç ayaklanmalarda kışkırtıcı rol oynadı. Kuva-yı Milliye'yi sabun köpüğünden farksız bir hareket olarak nitelerken Müdafaa-i Hukukçuları
cinayet komitesi ve türediler grubu olarak ilan etti. Anadolu hareketine karşı çıkan her kişi ve örgüt gibi zaferin kazanılmasıyla tarih sahnesinden silindi.
Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası, Sulh ve Selamet Cemiyet ile Selamet-i Osmaniye Fırkası'nın birleşmeleriyle kuruldu. Meşrutiyet ve demokrasi esaslarının
benimsemiş, çalışmalarının itici gücünü İttihat ve Terakki düşmanlığı oluşturmuştur. Bununla beraber Hürriyet ve İtilaf Fırkası'yla da tam bir uyum içinde
olmamış, Anadolu ile sert bir diyaloğa girmemiştir.

Kürdistan Teali Cemiyeti 1918 yılında İstanbul'da kuruldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da şubeler açtı. Anadolu hareketine karşı olduğundan Hürriyet ve İtilaf
fırkası ve İngiliz Muhibleri Cemiyeti gibi kuruluşlarla yakınlık kurdu. İngilizlere derin ve samîmî bir itimatla bağlanmayı öngördü. İngilizlerin güdümündeki
bu cemiyetin ayrılıkçı faaliyetleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı tarafından tepkiyle karşılandı. İstanbul Hükümeti'ne çekilen telgraflarda bu cemiyetin
bölge halkıyla hiç bir ilişkisinin olmadığı Kürtlerin Osmanlı camiasına içten bağlı oldukları belirtildi.

İslam Teali Cemiyeti, 1919 yılında İstanbul'da kuruldu. Hilafet ve ümmetçilik esaslarını benimsemiştir. Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın yan kuruluşu gibi
çalışmıştır. İslam adını kullanarak kurulan bu cemiyet Kuva-yı Milliyecileri maskaralar, Kuva-yı Milliye hareketini isyan ve Mustafa Kemal'i de eşkiya
olarak ilan etti. Savaşta yenildikten sonra uslu oturmak ve yenilginin sonuçlarına katlanmak gerektiğini savundu. Barış yapıldığı halde Kuva-yı Milliye'nin
isyanını sürdürmesi yüzünden galiplerin İstanbul'u da elimizden alacakları endişesini dile getirdi. İngiliz emellerine ve propagandasına vasıta olan cemiyetin
hazırladığı bildiriler Yunan uçaklarınca atılmaktaydı.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti 1919 yılında İstanbul'da kuruldu. 20 Ağustos 1920'de yapılan resmî açılış töreninde Sait Molla, İttihat ve Terakki'nin uğraşa
uğraşa başa çıkamadığı Türk-Alman Dostluk Yurdu'nun yerine İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ni teşkil ve tesis etmekle övünç duyduğunu söyledi. Cemiyet İngiliz
parasıyla İngiliz kontrolünde İngiliz politikasının savunuculuğunu üstlenmiş Türkler tarafından kurulmuştu. Kurucu ve yöneticileri arasında II. Meşrutiyet'in
ilanından beri İstanbul'da rahip kimliğiyle yaşayan İngiliz haberalma servisinin İstanbul'daki örgüt başkanı Dr. Robert Frew'de bulunmaktaydı. İstanbul'da
ve Anadolu'da şubeler açmıştır. Hürriyet ve İtilaf Fırkasıyla tam bir işbirliği içinde olan cemiyetin görünürdeki amacı, Osmanlı İmparatorluğu ve halifeliği
ile Büyük Britanya İmparatorluğu arasındaki geleneksel dostluğun sürdürülmesiydi. Cemiyetin kurucularından Sait Molla, Anadolu'daki belediye başkanlarına
çektiği telgraflarda İngiliz mandasını ve koruyuculuğunu biricik kurtuluş yolu olarak bildirmişti. Cemiyetin gizli amacı ülkede ayaklanma ve karışıklıklar
çıkarmak, uyanmaya başlayan millî bilinci boğmak ve böylece yabancı müdahalesini kolaylaştırmaktı.

Wilson Prensipleri Cemiyeti Amerikan mandasını savunan yazar ve gazeteciler tarafından kuruldu. ABD başkanı W. Wilson'un yayınladığı bildiriden etkilendikleri
anlaşılan cemiyetin kurucularından bazıları daha sonra millî mücadele saflarına katıldılar.
Ayrıca Nigehbân Cemiyet-i Askeriyesi ve Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti gibi kuruluşlar da Hürriyet ve İtilaf Fırkası paralelinde faaliyet
göstermişlerdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.guvenlipaylasim.eniyiforum.org
 
milli mücadeleye karşı cemiyetler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
GÜVENLİ PAYLAŞIM FORUM :: EĞİTİM :: LİSE EĞİTİMİ-
Buraya geçin: