sadık özdoğan Moderatör
ÜYELİK TARİHİ : 12/09/09 YER : ANKARA Yaş : 33 MESAJLAR : 872 Rep Gücü : 22 Tecrübe Puan'ı : 2546 Doğum tarihi : 10/04/91 RUH HALİ : Hangi Takımlı : galata saray İş/Hobiler : bilgisayarla ilgilenmek, şiir yazmak. Lakap : efsane Hakkımda : ben sadık özdoğan: lise 3 öğrencisiyim 18 yaşındayım.
| Konu: ilklere imza atan türk kadınları 2 Çarş. Şub. 16, 2011 1:28 pm | |
| ilklere imza atan türk kadınlar
İlklere İmza Atan Türk Kadınları
--------------------------------------------------------------------------------
Avukat: Süreyya Ağaoğlu.. Bakan Prof. Dr. Türkan Akyol.. Başbakan Prof. Dr.Tansu Çiller Belediye Başkanı: Müfide İlhan..Belediye Başkanı: Sadiye Ardahan..Büyükelçi:
Filiz Dinçmen...Çöpçü: Elif Yazgandır.. Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları.. Danıştay üyesi: Şükran Esmerer.. Dışişleri görevlisi: Adile Ayla.. Dişhekimi:
Ferdane Bozdoğan Erberk.. Doktor: Safiye Ali.. Dünya güzeli Keriman Halis.. Eczacı: Rukiye Kanat Arran.. Emniyet müdürü: Feriha Sanerk.. Fotoğrafçı: Semiha
Es.. Gazeteci: Selma Rıza.. Genel müdür: Mükerrem Aker.. Hakim: Suat Berk.. Hazine Genel Müdürü: Aysel Gönül Öymen.. Hemşire: Esma Deniz..
Hesap Uzmanı: Müşeref Çallılar - Güzide Amark..
Heykeltraş: Sabiha Bengütaş.. Jet pilotu: Leman Altınçekiç..
Karakol Amiri: Nevlan Kulak..Kaymakam: Özlem Bozkurt..
Kimyacı: Prof. Dr. Remziye Hisar.. Makinist: Seher Aytaç..
Milli Eğitim Müdürü: Güler Karakülah..
Milli maç hakemi: Lale Orta Müzeci: Seniha Sami..
Orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert.. Petrol mühendisi: Halide Ural Türktan.. Pilot: Sabiha Gökçen.. Polis memuru: Betül Diker
Profesör: Prof. Dr. Fazıla Şevket Giz.. Radyo spikeri:Emel Gazimihal.. Rektör: Prof. Dr. Safet Rıza Alpar.. Savcı: Işıl Tüzünkan Koçhisarlıoğlu.. Savcı:
N. Meliha Sanu.. Sayıştay üyesi: Fahrünisa Etmen..
Sendika başkanı: Dervişe Koç.. Subay: Ülkü Sema Toksöz..
TBMM başkanvekili: Neriman Neftçi.. Tv Spikeri: Nuran Devres..
Vali: Lale Aytaman.. Veteriner: Sabire Aydemir.. Yargıtay üyesi: Melahat Ruacan.. Yüksek idare mahkemesi Bşk: Firdevs Menteşe..
Yüksek mimar: Münevver Gözeler.. Yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge.. Zabıta memuru: Afife İpek.. Ziraat mühendisi: Nezahat Süer
SORBONNE ÜNİVERSİTESİNDEN MEZUN İLK TÜRK KADINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ´NİN İLK KADIN KİMYACISI PROF. DR. REMZİYE HİSARProf. Dr. Remziye Hisar, birçok ilke
imzasını atmış bir Türk kadını. Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kadın kimyacısı olmasının yanısıra, Fransa´nın Sorbonne Üniversitesi´nden mezun olan ilk Türk
kadını..
1992 yılında yitirdiğimiz Remziye Hisar, tipik bir Cumhuriyet kadınıydı. Dünyaca ünlü fizikçi Feza Gürsey ve Milletlerarası Pisikoloji Cemiyeti´nin tek
Türk azası psikiyatrist Deha Hanım´ın annesi Remziye Hisar, 1902 yılında Üsküp´te dünyaya gelmişti..
Davutpaşa´daki üç yıllık Mekteb-i İptidayiyi bir yılda başarıyla tamamlayıp mezun olmuş ve dokuz yaşında ilk şahadetnamesini almıştı. Daha sonra, İttihat
ve Terakki Mektebi ve Emirgan, İnas Rüştiyesi´ne devam eder. Çok sevdiği Türkçe öğretmeninin İstanbul Darülmuallimatı´na transfer olmasıyla, öğrenimini
bu okulda sürdürür. 15 Temmuz 1919 tarihinde bu okulun Darülfünun´a hazırlamak üzere oluşturduğu iki sınıflık bölümünden birincilikle mezun olur. Sınıfın
iyi öğrencileri arasında yeralan Remziye Hisar, küçük sınıflardaki öğrencilere geometri ve matematik dersleri vermeye başlar. Mezun olmasının ardından
Darülfünun´un kimya bölümüne kaydını yaptıran Remziye Hisar, kimya bölümünü yeğlerken Türkiye´yi temsil eden bir ismin bulunmamasının kendisini üzmüş olmasından
ötürü seçtiğini yakınlarına anlatır. Kız öğrencilerin erkek öğrencilerden ayrı saatlerde ders aldığı bu dönemde, öğretmeni ve okul arkadaşlarıyla birlikte
Bakü´ye gider. Ve birden bire bir savaşın tam ortasında bulur kendisini. Kafkasya´daki savaşlar ve Bakü´de kendilerine gereksinim olmadığını öğrenmek bile
onu yıldırmaz ve bir erkek öğretmen okulunda öğrencilere ders verir. Ancak, terslikler ve şanssızlıklar birbirini izler Sovyet Rusya´nın Azerbaycan´ın
bağımsızlığına son vermesi ile orada tanışıp evlendiği eşi Doktor Reşit Süreyya Gürsey ile birlikte İstanbul´a döner. İlk çocuğunu dünyaya getirmesinin
ardından, Adana´da Darülmuallima´ya müdür olarak tayin olan Remziye Hisar, çocuğunu annesine bırakarak Adana´ya gider. Güç koşullarda çalışmasını sürdürmek
zorunda kalan Hisar, eşinin tedavi için Paris´e gitmesinin ardından, bilgisini geliştirmek için Paris´e gider. Adını bilim dinyasında duyurmak amacı ile
Sorbonne´da kimya bölümünde öğrenim görmeye başlar. Biyokimya sertifıkası alan Hisar, Paris´te Maarif Vekaleti´nin verdiği bursla öğrenim görür. Doktorasına
başlayacağı dönemde bursu kesilen Hisar, Erenköy Lisesi´ne kimya öğretmeni olarak atanır. Öğrenimini yarım bırakmak zorunda kalarak yurda dönen Remziye
Hisar, zorlu bir çaba sonucunda doktorasını yapmak üzere 1930 yılında yeniden Paris´e gider. Eşinden boşanan ve Paris´e kızı ve kardeşiyle giden Remziye
Hisar, günlerini çalışmaya verir. Doktora tezini tamamlamasının ardından, Türkiye´ye döner. 1933 - 1936 yılları arasında İstanbul Üniversitesi´nde kimya
ve fıziko kimya doçenti olarak görev yapar. Daha sonra, Ankara Hıfsısıhha Müessesesi´ne farmakodinami şubesi hayati kimya mütehassısı olarak atanır. 1947
yılında İTÜ Makine ve Kimya doçentliği görevine başlayan Hisar, 1959 yılında profesör olduktan sonra 1973 yılında da, emekliye ayrılır.
KUMARI YASAKLAYAN İLK KADIN MUHTAR: ATATÜRK´ÜN ÖDÜLLENDİRDİĞİ KADIN
1933 yılında Türkiye´nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin Aydın, Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı´nın muhtarlığını yaptığı dönemde ****** tarafından ödüllendirilmiştir.
Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da büyük başarı
elde etmişti.
KORE SAVAŞINI GÖRÜNTÜLEYEN KADIN İLK TÜRK KADIN FOTOĞRAFÇISI
1956 yılında Tifdruk tekniği ile basılan Hayat Dergisi fotoğraf dünyamıza yeni değerler kazandıran bir dergi oldu. Derginin birinci sayısında Hikmet Ferudun
Es´in Malatya´dan yolladığı bir yazı dizisi yayınlanmaya başlamıştı. Bu röportajı fotoğraflarıyla zenginleştiren ise; Semiha Es idi..
Bu ikili daha sonra, Kongo, Hollywood yıldızları, kadın gözü ile Tahran isimli çalışmalara Hayat Dergisi bünyesinde imza attılar.
25 Temmuz´da Cumhurbaşkanı Celal Bayar´ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu´nda Kore Savaşı´na katılmak üzere 4 bin 500 kişilik silahlı birliğin Birleşmiş
Milletler emrine verilmesi kararlaştırıldı. Hürriyet Gazetesi, savaşın görüntülenmesi için, Semiha Es´i görevlendirdi. 11 Kasım 1950 tarihinde gazetede
verilen Kore eki ile Türkler savaşı Semiha Es´in objektifınden izleme olanağına kavuştu.
İLK KADIN DOKTOR
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir ailenin kızı olan Safiye Ali, 1891 yılında İstanbul´da dünyaya gelmiş,
özel eğitiminin yanısıra Amerikan Kız Koleji´nden mezun oldu. Balkan savaşı günlerinde cepheden getirilen pekçok yaralıyı görüp doktor olmaya karar verir.
Ancak; onun bu isteğini gerçekleştirmek zor olacaktı. Çünkü; o yıllarda bir kadının tıp öğrenimi görmesi olanaksızdı. Oldukça yetenekli ve başarılı bir
kişi olarak dikkatleri çeken Safiye Ali, dönemin Maarif Vekili Şükrü Bey´in desteği ile Almanya´ya tıp eğitimine gönderilir. Bu ülkede kadın ve çocuk hastalıkları
üzerine ihtisas yapan Safiye Ali, Kurtuluş Savaşı´nın sona erdiği günlerde yurda döner ve hemen işe başlar. Kısa sürede Cağaloğlu´nda açtığı klinikte tedaviye
başlayan Safıye Ali, o dönemin ünlü doktorlarından Besim Ömer Paşa, Akil Muhtar ve Operatör Emin Bey´den büyük destek görerek süt ve bakımevlerinde çalışır.
Ayrıca Türkiye´yi yurtdışındaki tıp kongrelerinde temsil eden Safiye Ali, bir zaman sonra sağlık nedeniyle eşiyle birlikte Almanya´ya gider ve mesleğini
burada sürdürür.
İkinci Dünya Savaşı günlerinde Almanya´da yara alanların ve hastaların bakımını üstlenen Ali, savaşın ardından Türkiye´ye döner. Yakalandığı kanserden
kurtulamayan Safıye Ali, 1952 yılında yaşamını yitirir.
İLK AVUKAT
Yassıada´da hukuk profesörü babasını savundu..Hür Fikirleri Yayma Derneği´nin kurucusu..Çocuk Dostları Derneği´nin kurucusu..Milletlerarası Hukukçular
Komisyon´u üyesi..Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti Üyesi.. Yazar.. Kadın hakları savunucusu..
Süreyya Ağaoğlu, tarihimize ilk kadın avukat olarak geçmiştir. 1989 yılında 85 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu, yaşadığı dönemin en cesur entellektüel kadınlarından
birisiydi. 58 yıl süreyle avukatlık yapan Süreyya Ağaoğlu, hukuk Profesörü Ahmet Ağaoğlu´nun kızıydı. Lise yıllarında sınıfta cumhuriyet rejiminden söz
ettiğinde, arkadaşlarının: gavur olarak çağırdığı Süreyya Ağaoğlu, avukat olmayı kafasına koyar. Hukuk fakültesine kaydını yaptırmak istediğinde ise; engellerle
karşılaşır. O yıllarda kız öğrenci olmadığından, üniversitenin rektörü olan Haldun Taner´in babası Selahattin Bey´e başvurur. Dönemin kadınlarının henüz
çarşafla dolaştığı bir zamanda başını bile kapatmadan görüşmeye giden Ağaoğlu, Selahattin Bey´e fakülteye girmek istediğini söylediğinde, odanın içinde
kahkahalar yankılanır. Ancak; Süreyya Ağaoğlu, bu direnişin ardından kendisi gibi avukat olmak isteyen 3 arkadaşını daha ***ürünce, Size hemen fakülteyi
açalım cevabını alır. O yıllarda öğleden önce erkeklere, öğleden sonra ise; kadınlar ders izleyebiliyor ve oldukça da yorucu olduğundan, fakültenin çabası
yalnızca bir dönem sürmüş. Başını kapatmamakta direnen Ağaoğlu´na erkekler, Başını açma dediklerinde verdiği yanıt: Ben açıyorum, sen bakma oluyormuş.
Hukuk Fakültesi´nden mezun olan Süreyya Ağaoğlu, avukatlığının yanısıra sıkı bir kadın hakları savunucusu olur.
1948 yılında Berlin, Milletlerarası Hukukçular Komisyonu Üyesi olan Ağaoğlu, Hür Fikirleri Yayma Derneği, Çocuk Dostları Derneği´nin de kurucusu..
1949 yılında Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti´ne seçilen Ağaoğlu, 1960 ihtilalinin ardından Yassıada Davaları´nda babasının avukatlığını
üstlenerek hukuk savaşı verir.
Süreyya Ağaoğlu, Adli Mülahazat adlı İngilizce bir etüt, Londra´da Gördüklerim ve Bir Hayat Böyle Geçti isimli kitapların yazarı.
İLK KADIN HEYKELTRAŞ
Heykellere şekil veren ilk kadın parmakları Sabiha Bengütaş´a ait. O Türkiye´nin ilk kadın heykeltraşı olarak tanınıyor. ******, İsmet İnönü, Abdülhak
Hamid, Ahmet Haşim, Bedia Muvahhit gibi tarihte iz bırakan pekçok kişi onun parmaklarında yoğurduğu çamurla abideleşti.
1940 yılında dünyaya gelen Sabiha Bengütaş, babasının Şam´da görevlendirilmesiyle eğitimini Şam´da Fransız Katolik Okulu´nda yapmış. İstanbul´a dönmelerinin
ardından Köprülü Fuat Paşa Okulu´na devam edip mezun oldu. Küçük yaşlarda güzel sanatlara ilgi duyduğundan henüz liseyi bitirmeden 16 yaşındayken Sanayi-i
Nefise Mektebi in resim bölümüne kaydolmuş. Kendi kendisine antik bir büstü kopya eden Sabiha Bengütaş´ın bu yaptığını gören heykel öğretmeni, kendisinin
yaptığına başta inanmadıysa da, daha sonra ikna olunca onu destekleyip okulun heykel bölümüne ilk kız öğrenci olarak alınmasına yardımcı oldu. Yeteneği
kısa sürede farkedilen Bengütaş, okulunu birincilikle bitirdi. Roma Güzel Sanatlar Akademisi´nde ihtisas yaptı. İtalya´da büyük deneyimler kazanan Sabiha
Bengütaş, Taksim Meydanı´ndaki ****** abidesini yapan ünlü İtalyan heykeltraş Canoci´nin asistanlığını yaptı. Abdülhak Hamid´in torunu Emin Bey ile evlenen
Sabiha Bengütaş, kocasının diplomat olması nedeniyle birçok yabancı ülkede bulundu, mesleğini bu ülkelerde sürdürdü.
Geleneksel Galatasaray sergisine 1925 yılında katılan ilk kadın sanatçılardan biri olan Bengütaş, 1938 yılında ****** ve İnönü için açılan heykel yarışmasında
birincilik aldı. ****** heykeli Çankaya Köşkü´nün bahçesinde, İnönü heykeli ise; Mudanya´da bulunmaktadır. Uzun yıllar çalışmasını sürdüren Bengütaş,
1992 yılında yaşamını yitirdi. | |
|